Dün iki büyük takım kupa finali oynadı. Genel olarak bir iki
oyuncu hariç, sahadaki herkes oyununu oynadı. Fenerbahçe bulduğu gol ile 1-0’da
olsa kazanarak kupaya uzandı. Tribünler 61. dakikaya kadar çok güzeldi. Hem Fenerbahçe hemde Trabzonspor taraftarı
ellerinden geldiğince takımlarını desteklediler. Ne olduysa Trabzonspor
taraftarının 61. dakika hazırlıklarını olay olarak değerlendirip Çevik Kuvvetin
Trabzonspor taraftarının önüne yığılmasından sonra oldu. 61. dakika hazırlıklarını yanlış
değerlendirip taraftarların üzerine gidilmesi ve bu sırada bir bayan
Trabzonspor taraftarının bayılması işin çığırından çıkmasını sağladı. Bu bayan
kardeşimiz bayıldığında, oradaki Trabzonspor taraftarının “ambulans, ambulans”
bağırışlarına karşılık video kayıdı yapmakla görevli bir polisin
“bırakın gebersin a. koduğum”
demesi Trabzonspor taraftarının aşırı tepki vermesine sebep
olmuş ve çevik kuvvetin oradan uzaklaşmasını sağlamıştır. Şimdi polis
teşkilatını ayrı tutarak bu polis bozuntusuna soruyorum:
Siz kimin polisisiniz?
Neyseki Trabzonspor taraftarı sağduyulu davranmış ve
olayların büyümesini engellemiştir. Bu polisimiz merak etmesin, er yada geç
kendisi ortaya çıkarılacak ve gereken ceza verilecektir. Bunun için bütün Trabzonspor taraftarı birlik
etmiş durumda. Kadıköy’de benzinlik
yakanların, Saraçoğlu’nda polis yaralayanların “davetiye dağıtıyordum” diyerek
ceza yemediği bir ülkede böyle bir davranışın Trabzonspor taraftarına yapılışı
çok manidardır. İnsan “demek ki polis
otosu yakmak lazımmış” diyesi geliyor ama bizler Trabzonspor taraftarıyız. Bir iki polis memurunun yaptıklarını bütün
teşkilata mal edip vatanın koruyucularına karşı gelmeyiz. Fakat, bu tahriki
yapan polis memurunun bulunup cezasını çekmesi içinde her türlü yola
başvurulmaktadır.
Bu başvuruların ilkini yapan sayın gazateci yazar Harun
Çelik’in Emniyet Genel Müdürlüğüne yazdığı mektubu aşağıdadır. Trabzonspor taraftarı ve futbol
taraftarlarına düşen bu mektubun benzerlerini belli noktalara yollamak ve bu
tahrik unsurunun şerefli polis teşkilatımızdan temizlenmesini sağlamaktır.
Bu vesile ile maç dönüşü Görele’de kaza yaparak hayatını
kaybeden Şeref
Vanlıoğlu ve Sefer Hasan Köse Allah gani
gani rahmet eylesin. Futbolumuzun sık
sık can aldığı bu günlerde her kim olursa olsun olayları tahrik edenlerin ceza
alması için çalışmak başta develetin güvenlik birimleri olmaz üzere, TFF ve
futbol taraftarının en ciddi görevidir. Bu konuda renklerin farkı olmadan bu
unsurlar temizlenmelidir. Aksi takdirde, daha çok Mehmet’ler, Burak’lar,
Şeref’ler ve Sefer’ler hayatını kaybedecek.
Tolga Zengin kardeşimin dediği gibi hiç bir kupa bir candan daha önemli
değildir.
Harun Çelik’in Emniyet Genel Müdürlüğüne
Mektubu:
EMNİYET GENEL MÜDÜRÜNE AÇIK MEKTUP
Sayın Genel Müdür…
Ben Harun Çelik, Trabzonspor taraftarıyım…
Şahsım ve camiam adına şikâyetim var…
Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında devlete ve polise olan inancımız çalındı.
Sayın Genel Müdür…
Stadyumda kırılan onca koltuk, yaşanan onca arbedenin ilk kıvılcımını kim çaktı bilmek istersiniz diye düşünüyorum.
Müdürleriniz, amirleriniz belki sizden gizlerler diye ben söyleyeyim istiyorum.
Kale arkası tribününde baygınlık geçiren bir kız kardeşimiz için, ‘’ambülâns ambülâns’’ diye feryat ediyorduk…
Tribüne doğru yaklaşan foto film şubesinin kamera ile görüntü alan polis memuru, olay yerine yaklaştı. Devletimizin üzerine üniforma, beline silah, taşıması için polis arması verdiği polisi, sessizce işini yapmak yerine ne yaptı biliyor musunuz?
Ordaydım ve şahidiyim…
‘’ Bırakın gebersin a. koduğum’’ demeyi tercih etti…
Ve ne oldu ise ondan sonra oldu…
Tribündeki Trabzonsporluları bu hareket çıldırttı…
Sonrası mı? E zaten malumunuz kitle bir kere alev aldı mı söndür söndürebiliyorsan…
Zaten gergin bir ortam vardı ve ip koptu… Takdir ederseniz ki kitle psikolojisini bilmek ve doğru yönlendirmek tribündeki gençlerin değil, sizin müdürlerinizin işi…
Sayın Genel Müdür, ip koptuktan sonra koltuk kırılmış, tel örgüler zorlanmış, insanlar sahaya su şişesi atmış, bunları zaten medya sizin önünüze servis edecektir…
Ama ben size şahidi olduğum olayı anlatıyorum.
Bir polis memurunun yerde yatan bir kardeşimize küfür etmesi ile başladı her şey.
Trabzonspor kale arkasında görev yapan beyaz kasklı polislerin, sürekli alayları, sanki komedi filmi izliyormuş gibi sürekli kah kaha atarak insanları tahrik etmelerini ise hiç söylemiyorum bile…
Oğlum ve kız yeğenim ile maç çıkışı yürürken, üstüme salınan polis köpeğinin sevgiyle üstüme sıçrayıp, ısırmak için çaba harcamasını ise ömrüm oldukça anlayamayacağım… On santim mesafeden direkt gözün bebeği hedef alınarak sıkılan biber gazına ise toplum olarak alıştık zaten...
Stadyum çıkışı, canı yanmış, öfkeli kitleyi, gereksiz yere coplayan, coplayarak olayları büyüten ve gencecik bedenleri coplamaktan adeta haz alan çevik kuvvetin tavrından bahsetmiyorum bile…
Sayın Genel Müdür.
O sahada sadece koltuklar kırılmadı, bizim kalbimiz de kırıldı, polise olan inancımız çalındı, devlete güvenimiz tarumar edildi.
Size müdürleriniz çok şey anlatacaktır. Bir sürü süslü püslü cümleler ile bezenmiş, stratejik ifadeler kullanacaklardır. Nasılsa bizlerin size ulaşma lüksü yok ama onlar size uzun uzun anlatma imkânı bulacaklardır…
Allah aşkına bize de kulak verin.
Size, tüm olayların alev aldığı anı anlattım.
Yerde yatan o kız çocuğuna küfür eden bir polis memuru.
Sayın Genel Müdür.
Bizlerin emniyet teşkilatına olan güvenci yerle bir edilmiştir.
Buna seyirci mi kalacaksınız?
Yapanın yaptığı yanına kar kalıyor darbı meseli gene mi işleyecek.
Yüz binlerce gencin yüreğinde nasıl fırtınalar kopuyor biliyor musunuz?
Milyonlarca Trabzonlu ve Trabzonsporlu o küfürden haberdar ve öfkeden tırnaklarını değil kendisini yiyor biliyor musunuz?
Sayın Genel Müdür, diyecek, söyleyecek şey çok…
Bu ülkenin en büyük camialarından bir tanesi olan Trabzonspor camiası olarak, o ilk kıvılcımı yakan polisinizden intikam almak gibi bir düşüncemiz yok.
Biz tek ama tek bir şey istiyoruz.
O polise ‘’ Seni oraya görüntü alman için mi, yoksa yerde yatan baygınlık geçirmiş bir çocuğa küfür etmen için mi gönderdik?’’ diye sormanızı istiyoruz…
Evet, sayın genel müdür sizden tek ricamız budur.
O polis memuru baygınlık geçirip yerde yatan o kardeşimize niye küfür etti bunu bilmek istiyoruz.
Sayın Genel, sanırım milyonlarca Trabzonsporlunun bunu bilmeye hakkı vardır değil mi?
Harun Çelik
Trabzonspor taraftarı
Sayın Genel Müdür…
Ben Harun Çelik, Trabzonspor taraftarıyım…
Şahsım ve camiam adına şikâyetim var…
Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında devlete ve polise olan inancımız çalındı.
Sayın Genel Müdür…
Stadyumda kırılan onca koltuk, yaşanan onca arbedenin ilk kıvılcımını kim çaktı bilmek istersiniz diye düşünüyorum.
Müdürleriniz, amirleriniz belki sizden gizlerler diye ben söyleyeyim istiyorum.
Kale arkası tribününde baygınlık geçiren bir kız kardeşimiz için, ‘’ambülâns ambülâns’’ diye feryat ediyorduk…
Tribüne doğru yaklaşan foto film şubesinin kamera ile görüntü alan polis memuru, olay yerine yaklaştı. Devletimizin üzerine üniforma, beline silah, taşıması için polis arması verdiği polisi, sessizce işini yapmak yerine ne yaptı biliyor musunuz?
Ordaydım ve şahidiyim…
‘’ Bırakın gebersin a. koduğum’’ demeyi tercih etti…
Ve ne oldu ise ondan sonra oldu…
Tribündeki Trabzonsporluları bu hareket çıldırttı…
Sonrası mı? E zaten malumunuz kitle bir kere alev aldı mı söndür söndürebiliyorsan…
Zaten gergin bir ortam vardı ve ip koptu… Takdir ederseniz ki kitle psikolojisini bilmek ve doğru yönlendirmek tribündeki gençlerin değil, sizin müdürlerinizin işi…
Sayın Genel Müdür, ip koptuktan sonra koltuk kırılmış, tel örgüler zorlanmış, insanlar sahaya su şişesi atmış, bunları zaten medya sizin önünüze servis edecektir…
Ama ben size şahidi olduğum olayı anlatıyorum.
Bir polis memurunun yerde yatan bir kardeşimize küfür etmesi ile başladı her şey.
Trabzonspor kale arkasında görev yapan beyaz kasklı polislerin, sürekli alayları, sanki komedi filmi izliyormuş gibi sürekli kah kaha atarak insanları tahrik etmelerini ise hiç söylemiyorum bile…
Oğlum ve kız yeğenim ile maç çıkışı yürürken, üstüme salınan polis köpeğinin sevgiyle üstüme sıçrayıp, ısırmak için çaba harcamasını ise ömrüm oldukça anlayamayacağım… On santim mesafeden direkt gözün bebeği hedef alınarak sıkılan biber gazına ise toplum olarak alıştık zaten...
Stadyum çıkışı, canı yanmış, öfkeli kitleyi, gereksiz yere coplayan, coplayarak olayları büyüten ve gencecik bedenleri coplamaktan adeta haz alan çevik kuvvetin tavrından bahsetmiyorum bile…
Sayın Genel Müdür.
O sahada sadece koltuklar kırılmadı, bizim kalbimiz de kırıldı, polise olan inancımız çalındı, devlete güvenimiz tarumar edildi.
Size müdürleriniz çok şey anlatacaktır. Bir sürü süslü püslü cümleler ile bezenmiş, stratejik ifadeler kullanacaklardır. Nasılsa bizlerin size ulaşma lüksü yok ama onlar size uzun uzun anlatma imkânı bulacaklardır…
Allah aşkına bize de kulak verin.
Size, tüm olayların alev aldığı anı anlattım.
Yerde yatan o kız çocuğuna küfür eden bir polis memuru.
Sayın Genel Müdür.
Bizlerin emniyet teşkilatına olan güvenci yerle bir edilmiştir.
Buna seyirci mi kalacaksınız?
Yapanın yaptığı yanına kar kalıyor darbı meseli gene mi işleyecek.
Yüz binlerce gencin yüreğinde nasıl fırtınalar kopuyor biliyor musunuz?
Milyonlarca Trabzonlu ve Trabzonsporlu o küfürden haberdar ve öfkeden tırnaklarını değil kendisini yiyor biliyor musunuz?
Sayın Genel Müdür, diyecek, söyleyecek şey çok…
Bu ülkenin en büyük camialarından bir tanesi olan Trabzonspor camiası olarak, o ilk kıvılcımı yakan polisinizden intikam almak gibi bir düşüncemiz yok.
Biz tek ama tek bir şey istiyoruz.
O polise ‘’ Seni oraya görüntü alman için mi, yoksa yerde yatan baygınlık geçirmiş bir çocuğa küfür etmen için mi gönderdik?’’ diye sormanızı istiyoruz…
Evet, sayın genel müdür sizden tek ricamız budur.
O polis memuru baygınlık geçirip yerde yatan o kardeşimize niye küfür etti bunu bilmek istiyoruz.
Sayın Genel, sanırım milyonlarca Trabzonsporlunun bunu bilmeye hakkı vardır değil mi?
Harun Çelik
Trabzonspor taraftarı
No comments:
Post a Comment