Trabzonspor yeni yönetimi ve teknik ekibi kısıtlı imkanlar
ile Trabzonspor’u yeniden yaratmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken bazen acemilikten bazende
imkansızlıklardan hatalar yapılıyor. Yazın başında söylenen “para yok bu kadro ile devam” sözünden sonra
alınan “Dünya Yıldızları” taraftara farklı ve karışık hisler yaşatıyor. Belkide tarihi boyunca ilk defa taraftar
takımına sahip çıkıyor Trabzonspor’da.
Minsk maçındaki taraftarın yaptıklarını canlı ve yerinde görmüş birisi
olarak yönetimin bu taraftar desteğini iyi kullanamadığını düşünüyorum. Para için
eski yıldızlara borçlanmak yerine taraftara yaklaşılsa gerekli bütün kaynaklar
yaratılabilir. Yönetim hala oturmuş
değil. Ciddi program ve planları yok çünki seçimi kazanacaklarını düşünmüyorlardı.
Yeni olmaları ve iyi niyetlerine olan inancım sebebi ile yönetimin yaptığı
hatalarını şimdilik sadece not ediyor ve siyaset ile olan ilişkilerinin çok
tehlikeli olduğunu belirtmekle yetiniyorum.
Gelelim Beşiktaş maçına.
Beşiktaş maçı asıl itibari ile Minsk maçı ile nerede ise aynıydı. Fark
sadece rakip takımdı. Dinamo Minks’e
dayanan defans Beşiktaş’a dayanamadı.
Takımın analizini yapmaya pek gerek yok aslında. Uyum sorununu atlatmamış ve hala kalıp
kalmayacağını bilmeyen oyuncular ile senkronize bir takım oluşturmak MRA’yı çok
aşar. Bu sebeple MRA “iki üç hafta içinden gelecek ve gidecek oyuncular ile
herşey oturur” diyor. Bazı oyuncuları kullanamadığı çok belli. Şu anki
Trabzonspor takımının eksikleri çok. Öncelikle sol ve sağbekler sorunlu.
Bosingwa’nın bu problemin birisini çözeceğini düşünürsek diğeri takım içinden
çözülmek zorunda. Şampiyonluğa oynayan
takım sağ yada sol bekini takım içinden ikincil oyuncularla çözmesi mümkün
değil. Kale ve stoperlerde sorun
yok. Onlarda olmasa zaten hiç galibiyet
alamaz takım. Ortasaha ise oyuncu olarak
en kalabalık olan bölge olmasına rağmen çok verimsiz. Bunda hep aynı özellikli
oyuncuların bu bölgeye yığılmış olması en büyük sorun. Alan varken Adrian,
Adrian varken Malouda alınması gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Colman ise
takım için saatli bomba gibi ama ne zamana kurulduğu belli değil. Onun dilinden
anlayacak bir teknik ekip elemanı gerekli. Batuhan’a Hami’yi vereceğimize
Colman’a bir therapist bulmak gerekiyor. Elinde Emerson varken Olcan’dan solbek
yaratmak yaratıcı gibi görünsede güçlü rakip karşısında çalışamazdı ve öyle
oldu. Forvete geldiğimizde ise takım çok çok yetersiz. Sadece yedek olabilecek
oyunculardan kurulu bir forvet hattı var Trabzonspor’un. Henrique, Batuhan, ve
Emre şampiyonluğa oynayan takımın forvet hattı olamaz. Bunu göremeyen teknik adam teknik adam
olamaz. Rakiplerin bu bölgedeki oyuncularının yedekleri bile bu oyunculardan
çok daha iyi. Bosingwa ve Malouda’nın yapabileceklerini yapabilecek oyuncu
kadrodan çıkarılabilirken iyi bir forvetin yapabileceklerini bu üç oyuncu iki
sene çalışsalar yapamazlar. Bu sebeple ciddi ve oynayabilecek bir forvet
oluncusu alınmak zorunda. Eğer bu mümkün
değilse açıkca bu sezonu FEDA sezonu ilan edip ona göre yeniden yapılanma
yapmak zorunda Trabzonspor.
Trabzonspor’un oyuncu kalitesinden çok daha büyük bir problem
var: Uyumusuzluk ve Sistemsizlik
Mustafa hoca hiç kusura bakmasın. Tribünden görünen
takımın birbirinden habersiz oynadığı ve bir takdik bütünlüğünün
olmadığıdır. Belki televizyonda
görünmeyebilir ama tribünden bakıldığında Trabzonspor’un sahaya dağılma ve
sahayı kullanma sorunu çok göze çarpıyor. Oyuncular ya çok fazla koşuyor yada
hiç koşmuyor. Bunda belli bir oyun
modelinin uygulanamayışı ve oyuncu arkadaşlarının neler yapabileceklerini tam
kestirememelerinin etkisi büyük. Bu ortamda iyi bir forvet alınıp onun üzerine
bir oyun kurulursa belli bir başarı yakalanabilir. Bu oyuncunun getirdiği skor
avatajları şu anki ikinci sınıf oyuncularında sınıf atlamalarını
kolaylaştırabilir. Son olarak takım üzerinde bir moralsizlik ve umutsuzluk hastalığı var.
Daha bir hafta önce eleştirilen Celutska’nın İngiltere liginde ilk
haftasında en iyi 11’e seçilmesi başka türlü açıklanamaz. Takımda belli bir
umutsuzluk var hala. Şike sezonunun etkileri hala takımın üzerinde belli
ki. Bunu dağıtabilmek zordur ama artık
bu umutsuzluk bitmeli. Bunun için MRA sadece yeni oyuncuları oynatmalı ve yeni
bir ruh ortaya çıkarmalı. Elinde Janko gibi bir oyuncu varken onu yok saymak
çok ahmakça. Eğer satmak istiyorsan
oyuncuyu hep formda tutmak zorundasın. Eğer Celutska hiç oynamasaydı kiralık
olarak bile gidemezdi. Profesoynelliği
bir türlü anlayamıyor Türk takımları.
Kabul edilmelidirki Trabzonspor’un kadrosu biraz zayıftır
ve bir uyum ve moral sorunu vardır. Bunun yanında bu uyumsuzluğunda bir doğum
sancısı olduğuda aşikardır. MRA’ya en azından yarım sezon şans verilmeli ve
istediği takımı oluşturmasına destek verilmelidir. Bazılarının söylediği gibi
boş bir teknik adam değildir. Zaman ile çok daha hızlı müdahaleler yapacaktır
oyun sırasında. Belli bir kadroyu devam ettiriyor olması belki eleştirilebilir
ama oyuncuların kazanılması adına yapılan bir davranış olduğu da
düşünülebilir. Bu sebeple en azından
yarım sezon ona şans verilmeli ve neler yapabileceği görülmelidir. Kafasında
belli bir plan olduğu ve o planı hayata geçirmek için çaba verdiğini kendiside
dile getiriyor.
Ligin ilk maçları her zaman zordur. Bugünki maçtan
beraberlik alınsaydı bu kötü oyun adına iyi olacaktı ama yenilmiş olmakta pek
sorun değil çünki telafisi mümkün bir maçtı.
Önemli olan bu moral bozukluğunu Avrupa Ligi maçına yansıtmamak ve orada
başarısız olmamak. Orada liglere kalınırsa takımın form tutması hızlanacak ve
seri galibiyetler mümkün olacaktır.
Trabzonspor taraftarına düşen her zamanki gibi takımlarına
destek vermek ve başarının gelmesini sağlamaktır. Bunun sinyalini Minsk maçında verdiler. Lig maçlarında da vereceklerdir.
Sevgiyle kalın.
No comments:
Post a Comment