Tuesday, October 22, 2013

Evet, Türkiye’de şike ve teşvik hala var…

3 Temmuz 2011 gününden beri gündemde olan şike ve teşvik bugün hala Türkiye’nin gündeminde ise bunu Trabzonspor taraftarının bitmek bilmez adalet arzusuna ve TFF’nin başına geçip sorunu çözmek için kıllarını kıpırdatmayan yöneticilere borçluyuz.

Evet, Türkiye’de şike ve teşvik hala var…

Şike’den ceza almış yöneticiler Fenerbahçe kulübünün resmi etkinliklerinde boy gösteriyorlarsa,
  • Şike’den ceza almış futbolcular, yöneticileri şikeden ceza almış takımlarca kollanıyorsa ve sahalarda maça çıkabiliyorlarsa,
  • Şike’den ve teşvikten UEFA ve CAS’dan ceza almış takımın yöneticileri hala koltuklarındaysa,
  • Şike’nin üzerine giden ve bunun için kişi ayırımı yapmayan Trabzonspor gönüllüleri işlerinden kovuluyorsa,
  • Şike’den ve teşvikten ceza almış eski futbolcu yayıncı kuruluşta yorumcu olarak işe alınıyorsa,
  • Binlerce Trabzonspor taraftarının İstinye’ye gidip hiçbir taşkınlık yapmadan gösteri yapması sözde objektif özde şikeci koruyucusu spor yazarlarının zoruna gidiyor ve onlara terorist diyorsa,
  • Bir maçtan sonra bir takım taraftarı önce sahaya inip güvenlikçi kovalıyor ve sonra dışarıda benzinlikte polis aracı yakıyorsa,
  • Bu yaptıklarını karakolda “sahada davetiye dağıtıyordum” deyip savunuyor ve serbest kalıyorsa,
  • Sözde spor yorumcuları şikecileri korumak için yıllar önce yaptığı hatadan dolayı ceza alıp cezasını milli takıma seçilmeyerek hala çeken Gökdeniz’e saldırıyorsa,
  • Cezasını çekmiş formda Gökdeniz değilde ırkçılığı kendisi tarafından itiraf edilmiş Emre Belezoğlu milli takımın kaptanı olarak maçlara çıkıyorsa,
  • Sadece ve sadece adalet için UEFA, CAS, FIFA, Avrupa, Asya, Amerika demeden hakkını arayan Trabzonspor taraftarı hala “vatan haini” ve “terorist” olarak şuçlanıyorsa,
  • Başkanlığı döneminde yaptığı yolsuzluklardan Beşiktaş’ın ceza almasına sebep olan şahış TFF başkanı oluyorsa,

Kusura bakmayın Türkiye’de şu anda şike ve teşviğin hemde DANİSKASI vardır.
Bu ortamda Trabzonspor takımının geçen seneye göre sadece üç takviye yapmasına rağmen bulunduğu konum mucizevidir.

Mustafa Akçay’ın oyun tarzı ve taktikleri ile oyuncu değişikliklerindeki anlamsızlığı sorgulamanın gereği yoktur çünkü Türkiye’de şu anda anlamsız bir lig oynanmaktadır.  Türk futbolundaki pislikler temizlenmeden ligimiz bir kör dövüşünden öteye gidemeyecektir.  Milli takımın başına Fatih Terim’in gelmesi de fayda etmeyecektir çünkü sahalarımızda normal bir mücadele yok.  Onur ile Volkan milli maçta seyirciye birlikte selam vermiş fark etmez. Trabzonspor yine Kadıköy’e gelse Volkan ve Selçuk Onur’a yine saldırır.

Son olarak, futbolumuzdaki pisliğin temizlenmemesinin en büyük sebebi siyasilerdir. Hükümetinden muhalefetine kadar bir iki milletvekili hariç hepsi şikecilerin ve teşvikçilerin kurtulmaları için çalıştı. Sayın Başbakan’ımız açık açık “bizde İlgiltere gibi 5 sene Avrupa’ya gitmeyiz” diyebildi şikecilerin korunması için.  Yani, balık baştan kokmuş ve hatta çürümüştür. Bu kokuşmuşluk içinde Trabzonspor lider olmuş 4. olmuş bir şey fark etmez.

Şikeciler ve onların yayıncı kuruluş ve spor medyasındaki uzantıları ve köstebekleri temizlenmeden Türk futbolunun ayağa kalkması mümkün değildir.  Bu sebeple Trabzospor taraftarının Trabzonspor yönetimine, TFF yönetimine, ve hatta hükümete bakmadan kendi adalet savaşını vermesinden başka çaresi ve doğru yolu yoktur. Bugünki başkanı bile seçildikten sonra yan çizmiş bir taraftar topluluğu binlerce kişi ile tepkisini İstinye’de gösterebilmiş ve başarılı olmuştur.  O zaman bu yürüyüşe karşı çıkan ve yöneticilerini yürüyüşe gitmemeleri için uyaran sayın başkanımızın bugün bu yürüyüş üzerinden taraftarını tebrik etmesi en basitinden DEĞERSİZDİR.  Sayın Hacıosmanoğlu seçimde söylediği hemen hiç bir sözü tutmamıştır ve tabiri yerinde ise KOF çıkmıştır.  Bayram sırasında camianın sakinleşmesi için söylediği “başvurumuz hazır bayramdan sonra resmi başvuru yapılacak” lafına da inanmamıştım.   Hala inananlar için bir hayal kırıklığı daha olmuştur.  Sayın Hacıosmanoğlu belli kesimlerce frenlenmektedir ve bu Trabzonspor’a zarar vermektedir. En önemlisi de bu onun kendi sözlerini yemesi anlamına gelmektedir.  Bu gidiş ile yöneticilik ömrü Sadri Şener’den çok daha kısa olacaktır. Bu camia takımını şampiyon yapmış sayın Şener’i bile yollamışsa sayın Hacıosmanoğlu’nu çok rahat gönderir.

Açıkça söylemek gerekirse Trabzonspor taraftarı için Şener’de Hacıosmanoğlu’da birer teferruattır. Asıl olan adalet ve Trabzonspor’dur. Trabzonspor birgün hakkını alırsa ve Türk futboluna adaleti getirirse bunda yöneticilerinin değil sadece ve sadece kendi emekleri olacaktır.

Son olarak Legia Varşova ile karşılaşacak takımımıza başarılar dilerim. En azından sahada mücadele edeceklerine olan inancım sebebi ile şu ana kadar sürdürdükleri başarılı Avrupa serüveninin devam edeceğini ümit ediyorum. Emin Mustafa hocamız kadro konusunda bir HIRT’lık daha yapacaktır. Olsun biz onu öyle seveceğiz artık. Bu saçma ortamda takımın başına geçmiş gece gündüz emek harcıyor. Emeğe karşı saygısız olacak değiliz. Kızarız ama saygısız olmayız.


Sevgiyle kalın.