Thursday, May 23, 2013

Siz Kimin Polis’isiniz?



Dün iki büyük takım kupa finali oynadı. Genel olarak bir iki oyuncu hariç, sahadaki herkes oyununu oynadı. Fenerbahçe bulduğu gol ile 1-0’da olsa kazanarak kupaya uzandı. Tribünler 61. dakikaya kadar çok güzeldi.  Hem Fenerbahçe hemde Trabzonspor taraftarı ellerinden geldiğince takımlarını desteklediler. Ne olduysa Trabzonspor taraftarının 61. dakika hazırlıklarını olay olarak değerlendirip Çevik Kuvvetin Trabzonspor taraftarının önüne yığılmasından sonra oldu.  61. dakika hazırlıklarını yanlış değerlendirip taraftarların üzerine gidilmesi ve bu sırada bir bayan Trabzonspor taraftarının bayılması işin çığırından çıkmasını sağladı. Bu bayan kardeşimiz bayıldığında, oradaki Trabzonspor taraftarının “ambulans, ambulans” bağırışlarına karşılık video kayıdı yapmakla görevli bir polisin
“bırakın gebersin a. koduğum”
demesi Trabzonspor taraftarının aşırı tepki vermesine sebep olmuş ve çevik kuvvetin oradan uzaklaşmasını sağlamıştır. Şimdi polis teşkilatını ayrı tutarak bu polis bozuntusuna soruyorum:
Siz kimin polisisiniz?
Neyseki Trabzonspor taraftarı sağduyulu davranmış ve olayların büyümesini engellemiştir. Bu polisimiz merak etmesin, er yada geç kendisi ortaya çıkarılacak ve gereken ceza verilecektir.  Bunun için bütün Trabzonspor taraftarı birlik etmiş durumda.   Kadıköy’de benzinlik yakanların, Saraçoğlu’nda polis yaralayanların “davetiye dağıtıyordum” diyerek ceza yemediği bir ülkede böyle bir davranışın Trabzonspor taraftarına yapılışı çok manidardır.  İnsan “demek ki polis otosu yakmak lazımmış” diyesi geliyor ama bizler Trabzonspor taraftarıyız.  Bir iki polis memurunun yaptıklarını bütün teşkilata mal edip vatanın koruyucularına karşı gelmeyiz. Fakat, bu tahriki yapan polis memurunun bulunup cezasını çekmesi içinde her türlü yola başvurulmaktadır.  
Bu başvuruların ilkini yapan sayın gazateci yazar Harun Çelik’in Emniyet Genel Müdürlüğüne yazdığı mektubu aşağıdadır.  Trabzonspor taraftarı ve futbol taraftarlarına düşen bu mektubun benzerlerini belli noktalara yollamak ve bu tahrik unsurunun şerefli polis teşkilatımızdan temizlenmesini sağlamaktır.  
Bu vesile ile maç dönüşü Görele’de kaza yaparak hayatını kaybeden Şeref Vanlıoğlu ve Sefer Hasan Köse Allah gani gani rahmet eylesin.  Futbolumuzun sık sık can aldığı bu günlerde her kim olursa olsun olayları tahrik edenlerin ceza alması için çalışmak başta develetin güvenlik birimleri olmaz üzere, TFF ve futbol taraftarının en ciddi görevidir. Bu konuda renklerin farkı olmadan bu unsurlar temizlenmelidir. Aksi takdirde, daha çok Mehmet’ler, Burak’lar, Şeref’ler ve Sefer’ler hayatını kaybedecek.  Tolga Zengin kardeşimin dediği gibi hiç bir kupa bir candan daha önemli değildir.

Harun Çelik’in Emniyet Genel Müdürlüğüne Mektubu:
EMNİYET GENEL MÜDÜRÜNE AÇIK MEKTUP

Sayın Genel Müdür…
Ben Harun Çelik, Trabzonspor taraftarıyım…
Şahsım ve camiam adına şikâyetim var…
Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında devlete ve polise olan inancımız çalındı.
Sayın Genel Müdür… 
Stadyumda kırılan onca koltuk, yaşanan onca arbedenin ilk kıvılcımını kim çaktı bilmek istersiniz diye düşünüyorum.
Müdürleriniz, amirleriniz belki sizden gizlerler diye ben söyleyeyim istiyorum.
Kale arkası tribününde baygınlık geçiren bir kız kardeşimiz için, ‘’ambülâns ambülâns’’ diye feryat ediyorduk… 
Tribüne doğru yaklaşan foto film şubesinin kamera ile görüntü alan polis memuru, olay yerine yaklaştı. Devletimizin üzerine üniforma, beline silah, taşıması için polis arması verdiği polisi, sessizce işini yapmak yerine ne yaptı biliyor musunuz?
Ordaydım ve şahidiyim…
‘’ Bırakın gebersin a. koduğum’’ demeyi tercih etti…
Ve ne oldu ise ondan sonra oldu…
Tribündeki Trabzonsporluları bu hareket çıldırttı…
Sonrası mı? E zaten malumunuz kitle bir kere alev aldı mı söndür söndürebiliyorsan…
Zaten gergin bir ortam vardı ve ip koptu… Takdir ederseniz ki kitle psikolojisini bilmek ve doğru yönlendirmek tribündeki gençlerin değil, sizin müdürlerinizin işi…
Sayın Genel Müdür, ip koptuktan sonra koltuk kırılmış, tel örgüler zorlanmış, insanlar sahaya su şişesi atmış, bunları zaten medya sizin önünüze servis edecektir…
Ama ben size şahidi olduğum olayı anlatıyorum.
Bir polis memurunun yerde yatan bir kardeşimize küfür etmesi ile başladı her şey.
Trabzonspor kale arkasında görev yapan beyaz kasklı polislerin, sürekli alayları, sanki komedi filmi izliyormuş gibi sürekli kah kaha atarak insanları tahrik etmelerini ise hiç söylemiyorum bile…
Oğlum ve kız yeğenim ile maç çıkışı yürürken, üstüme salınan polis köpeğinin sevgiyle üstüme sıçrayıp, ısırmak için çaba harcamasını ise ömrüm oldukça anlayamayacağım… On santim mesafeden direkt gözün bebeği hedef alınarak sıkılan biber gazına ise toplum olarak alıştık zaten...
Stadyum çıkışı, canı yanmış, öfkeli kitleyi, gereksiz yere coplayan, coplayarak olayları büyüten ve gencecik bedenleri coplamaktan adeta haz alan çevik kuvvetin tavrından bahsetmiyorum bile…
Sayın Genel Müdür.
O sahada sadece koltuklar kırılmadı, bizim kalbimiz de kırıldı, polise olan inancımız çalındı, devlete güvenimiz tarumar edildi.
Size müdürleriniz çok şey anlatacaktır. Bir sürü süslü püslü cümleler ile bezenmiş, stratejik ifadeler kullanacaklardır. Nasılsa bizlerin size ulaşma lüksü yok ama onlar size uzun uzun anlatma imkânı bulacaklardır…
Allah aşkına bize de kulak verin.
Size, tüm olayların alev aldığı anı anlattım.
Yerde yatan o kız çocuğuna küfür eden bir polis memuru.
Sayın Genel Müdür. 
Bizlerin emniyet teşkilatına olan güvenci yerle bir edilmiştir.
Buna seyirci mi kalacaksınız?
Yapanın yaptığı yanına kar kalıyor darbı meseli gene mi işleyecek.
Yüz binlerce gencin yüreğinde nasıl fırtınalar kopuyor biliyor musunuz?
Milyonlarca Trabzonlu ve Trabzonsporlu o küfürden haberdar ve öfkeden tırnaklarını değil kendisini yiyor biliyor musunuz? 
Sayın Genel Müdür, diyecek, söyleyecek şey çok…
Bu ülkenin en büyük camialarından bir tanesi olan Trabzonspor camiası olarak, o ilk kıvılcımı yakan polisinizden intikam almak gibi bir düşüncemiz yok.
Biz tek ama tek bir şey istiyoruz.
O polise ‘’ Seni oraya görüntü alman için mi, yoksa yerde yatan baygınlık geçirmiş bir çocuğa küfür etmen için mi gönderdik?’’ diye sormanızı istiyoruz…
Evet, sayın genel müdür sizden tek ricamız budur.
O polis memuru baygınlık geçirip yerde yatan o kardeşimize niye küfür etti bunu bilmek istiyoruz.
Sayın Genel, sanırım milyonlarca Trabzonsporlunun bunu bilmeye hakkı vardır değil mi?

Harun Çelik
Trabzonspor taraftarı

Onur'lu ve Zengin Trabzonspor


Trabzonspor ölü bir sezonda eline geçirmiş olduğu şansı Tolunay hocamızın ve bir kaç oyuncumuzun büyük katkısı ile tepti.  Burada uzun uzun maç analizi yazmaya gerek yok.  Maça çıkardığı 11’den sezon bitmeden kadrodan sildiği yıldızlara kadar çok şey var söylenecek.  Üstüne birde Tolunay hocamızın kafa olarak İstanbul sistemine sempatisi ve ezikliği sebebi eklenince bu kupayı almak sadece bir oyuncunun şansa yaptığı bir gole kalacaktı.  Her zaman o kadar şanslı olamazsın. Hele karşında düzenin en kıdemlisi varsa bu mümkün olmaz.

Bu çürümüz sistemi Şenol Güneş’in süper kadrosu yıkamadı ki Tolunay hoca yıkabilsin.  Malesef Trabzonspor Türk futbolunun hayali marka değeri için feda edilmiştir.  Kazanılmış hakların verilmemesi ve bariz suç işlemişlerin cezalandırılmaması bu camiayı hayata küstürdü.  Bunu değiştirecek ne bir başkan var ne de bir kadro.  82 helal puan ile ulaşamadığını bundan sonra alman mükün değil çünki Trabzonspor’da oynayan tüm futbolcuların kafasının arkasında hep bu haksızlık kalacaktır.  İsterseniz yepyeni oyuncular transfer edin bu değişmez çünki açıkça çalınan emeği Fenerbahçe’liler bile biliyor ve kabul ediyor.  Trabzonspor’un tekrar canlanabilmesi için kupanın gelmesinden çok suçluların cezasını çekmesi gerekiyor. Adalet gelmediği sürece ne Türk futbolu bu çöküşten çikabilir ne de Trabzonspor eski günlerine dönebilir.

Son lafımda camiaya.  Ne kadar konuşmayı bilmezse bilmesin, 1 Lig Şapiyonluğu, 1 Kupa Şampiyonluğu, ve bir Süper Kupa kazanmış başkanına 3 Temmuz sürecinde sahip çıkmamıştır.  Gerek siyasi gerek ekonomik olarak sindirilmiştir.  Taraftar olarak uyanılamamış ve ortak tepki verilememiştir.  Çok hata yapmış ama kesinlikle hakettiği desteği görmemiş Sadri Şener’de pes ettirilmiş ve amaca ulaşılmıştır.  Şimdi sıra tümden yıkıma gelmiştir.  Bu yıkımda siyaset ve derin devlet eli ile ortaya çıkarılan başkan adayları ile sağlanacaktır.  Taraftarın gösteremediği birliği Trabzonspor delegelerinin gösterebileceği konusunda pek ümitli değilim.  Medyanın güçlü diye öne sürdüğü adayların hemen hepsi, 3 Temmuz sürecinin siyaset ve derin yönünün olmadığını beyan ederek bu hak mücadelesinin de sona ereceği sinyalini vermişlerdir.

Trabzonspor eğer kendine gelmek istiyorsa, eski inancına geri dönmesi gerekiyor. Sahada mücadele eden futbolcusu da teknik adamı da karşılarında adil bir sistemin olmadığını bilerek bunu yıkmaya baş koyması ile mümkündür. Aynı  1461 Trabzon takımı gibi sonuç ne olursa olsun, hem saha içindekileri hemde saha dışındakileri yenmeyi kafalarının içine yazmaları gerekiyor. Bu olmadıktan sonra Ronaldo’yu getirsen seni şampiyon yapmazlar ve güçlenmeni istemezler.  Bunu anlamak icin 200 sayfalık tape’nin sadece 2 sayfasını okumanız yeter.

Herşeye rağmen içimizdeki Trabzonspor sevgisi eksilmemeli.  Bu takıma kazandığı kupalar için gönül vermedi Trabzonspor taraftarı.  Trabzonspor taraftarı takımının adil olmayan düzeni yıkan o devrimci ruha gönül verdi.  Bu bilinci kaybetmeden mücadeleye devam edilmelidir. Yılmak bu devrimi gerçekleştiren efsanelere büyük haksızlık olur. 
Trabzonspor’un temsil ettiği kupalar değil bu ONUR’lu ZENGİN duruştu. Bu duruş sebebi ile Dünya’nın her yerinde kendisini gösteriyor.  En son olarak geçen hafta sonu Bordo Mavi formalarımız ile katıldığımız New York Türk yürüyüşü sırasında bunu bizzat yaşadım.  Türk yürüyüşü bittikten sonra kızlarım ve benim üzerimdeki Bordo Mavi’li formaları gören tam 7 New York’lu selam verdi. Bunların 5 tanesi “Bize Her Yer Trabzon” diye bağıran bisikleri ile insan taşıyan Türk gençlerinin olması ise sözün bittiği yerdi.  Hele kan ter içinde bisikleti ile insan taşıyan Türk gencinin “abi Bize Her Yer Trabzon değil mi” diye bağırması gözümden boşalan iki damla yaş ve boğazımın düğümlenmesi.  Bunlar normal diyebilirsiniz, bu kişiler Trabzonspor’lu da diyebilirsiniz fakat bu insanlar haricinde bize selam veren diğer 4 New York’luyu nasıl açıklayacaksınız. Hele birisinin gözündeki utanma hiç gözümden kaçmadı ama bir çetenin yaptıgını ona yükleyemezdim.  Sonuçta o da iki renge sevdalanmış. Yöneticisi yanlış işler yapmış o utancını yaşıyor.  Onun adına da çok üzüldüm.  Sonuçta 2010-201 Şampiyonluk kupasını vermediler ama fiili olarak Trabzonspor bütün sporseverlerin gözünde o kupanın sahibi.
İçinizdeki futbol sevgisinin ölmemesi dileğiyle sevgiyle kalın. 

Tuesday, May 7, 2013

Trabzonspor Başkanı İçin Kırmızı Çizgiler


Trabzonspor  camiasında bir anlık kızgınlık sonucu alınan kongre kararının verdiği uyuşukluk kongre günü yaklaştıkça yerini heyecan bırakmaya başladı.  Bu heyecan o kadar arttı ki şimdi adaylar ve destekçileri arasında karalama kampanyaları başlatıldı.  Adaylardan birisi AKP tarafından yollanmış, bir diğerinin danışmanı Galatasaraylıymış, diğeri her kongre de aday oluyormuş, en sonuncusunu da kimse tanımıyormuş, vesaire vesaire.

Ülke olarak hep böyle olduk. Hep kişilerin neler yapabileceğine değil neler yapamayacağına odaklandık. Her zaman ileride ne yapacağına değil geçmişte ne yaptıklarına saplanıp kaldık.  Artık bu kafa değişmeli ve insanımıza güvenmeyi ögrenmeli ve sistemimizi sağlam kurmalıyız. Trabzonspor camiasının devrimci ruhu inşaallah bu kongrede bu mantığı yıkıp adil ve seviyeli bir kongrenin nasıl yapılacağını spor dünyasına gösterecektir.  Sayın Sadri Şener’in “kimse aday olmaz” diyerek aldığı ve şimdi dönemediği kongre kararı Trabzonspor’u ileriye doğru bir adım attıracak gibi görünüyor.  Bunu söylerken bir adayın başkan olacağını tahmin yada temenni ettiğimden değil ortaya çıkan adayların hemen hepsinin iyi hazırlanarak kongreye geleceği gerçeğidir.  Tüm başkan adayları ya kendileri güçlü yada kadroları güçlü olarak seçime hazırlanıyorlar.  Bizlere düşen bütün başkan adaylarını dinleyip anlamaya çalışmak ve karalama kampanyalarına kanmamaktır.  Trabzonspor başkanlığı basit bir olgu değildir. Bu sebeple bu yola baş koyan bütün ciddi başkan adaylarına saygı duyulmalıdır.

Bu sebeple, Trabzonspor taraftarı ve kongre üyeleri başkan adayları hakkındaki dedikodulara değil onların neler önerdiğine bakmaları gerekmektedir.  Bütün adayların seçim bildirilerini okuyup anlayıp ona göre karar vermelidirler.  Oylarını siyasi yada yöresel bir gurubun esiri yapmamalı ve özgür iradeleri ile Trabzonspor için kullanmalıdırlar.  Bu konuda, Trabzonspor taraftarının akli temsilcisi olan TAYFA gurubu çok daha yaratıcı bir yol secmiş.  Herhangi bir başkan için destek açıklamak yerine, Trabzonspor başkanında aranması gereken özellikleri bir “SEÇME BİLDİRİSİ” olarak yayınlamış.  Işte size TAYFA’nın Trabzonspor başkanında olması gereken özellikleri, bir nevi kırmızı çizgileri, sıraladığı seçme bildirisi:

TAYFA SEÇME BİLDİRİSİ [1, 2]
1.    3 Temmuz sonrası yaşanan şike sürecinde aktif olarak Trabzonspor’un haklarını savunmuş olmak yada bugün 2010 - 2011 Şampiyonluğunun peşini bırakmayacağını gösterir somut çalışmalar yapmak

2. Hiçbir siyasi güç yada odak ile göbek bağı olmamak ve hep dik durmak.

3. Sistem ile kavgayı sadece Trabzonspor değerleri üzerinden yapmak.

4. Mali açıdan kulübü tamamen şeffaf yapmak ve her türlü maddi konuyu umuma açıklamak.

5. Trabzonspor kulübü ve Trabzonspor’un Trabzon’dan yönetilmesini sağlamak ve taraftar yoğunluğunun olduğu diğer iller, özellikle İstanbul için somut plan yapmış olmak

6. Listesini yaparken belli guruplara değilde kişilerin erkillerine bakmak

7. Şike ve teşvik işleri ile uzaktan ve yakından ilişkide olmuş teknik adam, futbolcu ve yöneticilerden uzak durulacağı beyanını vermiş olmak ve bunu listesi ile ispatlamak.

8. Bütün camianın katılabileceği bir proje bankası oluşturabilmek.

9. Trabzonspor AŞ ve Trabzonspor kulübünün modern anlamda profesyonel olarak yönetilmesi için alt yapı çalışması yapmış olmak.

10. Kurumsallaşmayı ileri götürürken kulübün tarihsel değerlerine zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmak.

11. Kulübün marka değerinin fakında olup futbolun ekonomik pastasından hakkını alabilmek için çalışma yapmış olmak.

12. Trabzonspor futbol takımının alt yapısını çağdaş Dünya kulüplerini örnek alıp yöre kültürü ile harmanlayıp bir Trabzonspor modeli oluşturmak için çalışma yapmak.

13. Yabancı oyuncuların kente uyum sağlayabilmesi ve rahat yaşayabilecekleri ortamı hazırlayacak projelerinin olması: İngilizce eğitim yapan eğitim kurumları kurmak gibi.

14. Trabzonspor markasının değerini arttırabilecek marka değerine sahip olmak yada bu markanın ağırlığını taşıyabilecek karizmaya sahip olmak.

15. Trabzonspor taraftarı nitelikli iletişimde olmak ve bu gücü takım lehine kullanıp taraftar projeleri ile kulübü güçlendirmek.

Sevgiyle kalın

[1] Tayfa Facebook Sayfası: http://www.facebook.com/www.tayfa.org
[2] Tayfa Websitesi:  http://www.tayfa.org/