Monday, April 1, 2013

Trabzonspor Taraftarı Takımına da Sahip Çıkmalı

Trabzonspor icin Antalyaspor maçı takımdaki oyuncuların ve yönetimin geleceği açısından çok önemliydi. Tolunay hoca milli aradanda yararlanarak takımını golsüz oyuna güzel hazırlamış. Bu taktiksel değişim bazı oyuncularda tedirginliğe sebep oldu ama ikinci yarının ilk 25 dakikası hariç başarılı oldular.  Başarısız ve şanssız sonuçların oyuncular üzerindeki psikolojik baskısını kırmak pek kolay değildir. Bunun üzerine sistemin devamlı Trabzonspor aleyhine kararlar üretmesi tüm camianın dengesini bozmuş durumda.  Şike olayından hem maddi hemde manevi zarar gördüğü halde sadece kendi hakkını aramasına bile tahammül edilemeyen bir Trabzonspor var. 

Neyse maça geri dönelim.   Şike konusunu ve devam eden futbol yolsuzluklarını bir sonraki yazımıza bırakalım. Sadece daha önce “Şike Şike Şampiyon” diye inleyen mekanlara birşey yapmayanların şimdi “Şike Şike Barış” naraları atanlara da aynı güzellikle yaklaştığını belirtip geçelim.

Kaleci Onur’dan çok bahsetmeye gerek yok çünkü o artık bir Trabzon’lu olmuş.  Hem karakter olarak hemde oyuncu olarak mükemmel bir futbolcu.  İnşaallah çok daha büyük noktalara gelir kariyerinde.  Dün yine güzel kurtarışlar yaparak takımını rahatlattı.  Defans blokunun solunda yine Cech vardı. Gösterişsiz ama dikkatli bir oyun oynamaya çalıştı fakat  yapabildikleri malesef sınırlı.  Bu bölgeye acil bir Türk sol bek yetiştirilmesi gerekiyor. Çok uzağa gerek yok 1461 Trabzon’a bakılsa yeterli.  Umarım Tolunay hocanın Sadri beye verdiği söylenilen listed bu bölgede bir kaç oyuncu vardır.  Stoperde Bamba ve Mustafa, Volkan’ın gelip kestiği top hariç pek adam kaçırmadılar ve Antalyaspor forvetini ceza sahası dışında tuttular. İkinci yarının ortalarında Antalyaspor’un  ceza sahamıza isabetli bir ortası bile yoktu.  Sağbekte Celutska fena değildi ama Zeki varken sağbek oynaması sadece Zeki’nin hazır olmaması ile alakalı sanırım.  Herşeye rağmen Antalyaspor’un gazı alınmış forvetine geçit vermediler.  Bunda onların başarısının yanında Antalyaspor’lu forvetlerin beceriksizliğide vardı. Ömer Şişmanoğlu oyuna girene kadar doğru düzgün pozisyon bulamadılar.

Ortasahada Colman ve Adrian’ın yoklukları teknik kapasite anlamında bir eksiklik olarak göze çarpsada Zokora’nın kesiciliği ve Soner’in yumuşak ve zeki oyunu ile ortasaha çok zorlanmadı diyebiliriz. Kanatlarda Volkan ve Hamit iyi oyun çıkardılar. Özellikle Volkan bir çok pozisyonu harcamasına rağmen gol atmayı başararak şeytanın bacağını bir kere daha kırdı.  Biraz daha dikkatli ve etrafına bakarak oynarsa takıma gerçekten katkı verebilir.  Hamit  ise her zamanki gibiydi. Çok çalışkandı ama üretken değildi. Buna rağmen oyunda varlığını hissettirdi.  Bu dörtlünün önündeki  Alanzinho verilen görevi yapmaya çalıştı ama ilk yarı hariç çok etkili olamadı. Elde ettiği pozisyonları da aceleciliği yüzünden kaybedince morali bozuldu ve 40 ile 70. dakikalarda nerede ise sahada değildi. Ne zaman ikinci gol geldi haraketlendi ama pek bir şeye yaramadı. Yaptıği nefis topuk haraketi ile takıma biraz güven vermek istedi ama seyirci bile bu haraketine tepki vermedi. 

İleri de tek başına olmasına rağmen çok çalışan ve takımına büyük katkı sağlayan bir Henrique vardı.  Hem topu tutuşu hem güçlü oluşu ile topun hep ileride kalmasını sağlayarak devamlı pozisyon üretti. Kendisi atmasa da gollerde payı büyüktü. Hele ikinci goldeki mücadelesi ve assisti yapışı mükemmeldi.  Hem kendisi hemde Yasin için müthiş bir gol oldu.  Henrique bu şekilde devam ederse belki seneye de bu takımla olabilir. Yasin ise yaptığı gole sarılmadan çalışırsa hakettiğini alacaktır. Aksi takdirde bir hayal kırıklığı olarak anılacaktır.  Oyuna sonradan girenlerden Aykut her zamanki gibiydi. Düz ama dengeli oynamaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu  ama bu takımda ancak çok miktarda sakat varsa kadroya girebilir. Belki seneye kiralık bir takıma gitmesi onun güveninin geri gelmesini sağlayabilir.

Sonuç olarak hayati önemi olan bir maçı 2-0 gibi net sayılabilecek bir skor ile aldıkları için hem oyuncuları hemde teknik kadroyu tebrik ediyorum. Fakat, 40. ve 70. dakikalar arasındaki oyunları için hayal kırıklığı içinde olduğumu belirteyim. Özellikle bu dakikaları oyuncularına tekrar tekrar izlettirmeli Tolunay hoca. Ayrıca birbirlerine biraz daha yakın oynamalılar ki yardımlaşabilsinler.   Bu maçın alınması ne kadar önemli ise önümüzdeki hafta oynanacak maç bir o kadar önemlidir. Akhisar maçından alınacak bir üç puan takımı rahatlattiğı gibi daha üst sıralara tırmanabilmeleri için de iyi bir fırsat yaratacaktır.

Tolunay hocaya bir hatırlatma yaparak yazımı tamamlamak isterim.  Daha önce çalıştırdığı takımlarda yıldız oyuncular ile problemler yaşamış birisi olarak Trabzonspor’da daha dikkatli olmalı.  Oyuncular hakkında isim vererek yada dolaylı yoldan yorum yapmamalı ve oyuncusunu taraftarın ve camianın önüne atmamalı. Bu yıldız oyuncular hiç beklemediğin bir anda hem takımı hemde seni kurtarıverir.  Bugün Yasin’in attığı golden sonra yaptıklarını iyi irdelerseniz ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Bir oyuncuyu kadroya almayabilirsiniz ama arkasından konuşmak ve onu taraftarın önüne atmak size yakışmadığı gibi takıma da yararı olmaz.  Ben Adrian’ı kazanın derim. Siz ve takım kazançlı çıkar.  O Adrian ki Şenol hocamızın haftalarca takımda yer vermemesine rağmen profesyonelce davranıp sırasını bekledi ve Kupa’da takımı ayakta tutan oyuncu oldu. Bugün kupada varsanız onun sayesindedir. Hatırlatmak istedim…

Son bir sözde cefakar Trabzonspor taraftarına.  Artık bırakın bu küslüğü. Bu takım sizin, hem döversiniz hem seversiniz ama hiçbir zaman küsemezsiniz.  Onlara küsmeniz demek onları öksüz bırakmanız demek.  Zaten “güçlünün hukukunda” ezilip haksızlığa uğrayıp duruyorlar, birde siz sırtınızi dönerseniz kaybolup giderler.  Bu maçta onları biraz affettiğinizi gördüm ama çok daha fazlasını vererek onları eski güçlerine kavuşturmalısınız ki hem saha içindekileri hemde saha dışındakileri yenebilsinler. Bunu beceriksiz yöneticilere, adaletsiz hakemlere, ve saha dışındaki çakallara rağmen yapmak zorundasınız. Bir yıldan fazladır gerek yollarda gerek meydanlarda haksızlığı haykırıyorsunuz ama Avni Aker’de olmanız Zurich’teki protesto gösterisi kadar önemlidir.

Sevgiyle kalın.


No comments:

Post a Comment